Üç sezondur Star ekranlarında izleyici ile buluşan Yalı Çapkını dizisinin Seyran’ı Afra Saraçoğlu, bir derginin yurt dışı edisyonuna kapak yıldızı oldu. Ünlü oyuncu, Yalı Çapkını ile ilgili açıklamalarıyla adından söz ettirdi.
Mert Ramazan Demir ve Çetin Tekindor ile başrolleri paylaştığı Yalı Çapkını dizisinde Seyran karakterine hayat veren Afra Saraçoğlu, gerek oyunculuk performansı gerek sosyal medya paylaşımlarıyla gündemden düşmüyor.
Üç sezondur Yalı Çapkını’nda başrol oynayan ünlü oyuncu, ELLE dergisinin Arap edisyonu ELLE Arabia’ya kapak oldu.
Dergi için iddialı pozlar veren Afra Saraçoğlu, Yalı Çapkını dizisiyle ilgili açıklamalar yaptı.
26 yaşındaki ünlü oyuncu “Bu Yalı Çapkını’nda üçüncü sezonumuz. Hayranlarımızın Seyran’ın doğasına ve maceralarına yürekten inandıklarını görmekten çok mutluyum. Farklı milletlerden insanların onun hikayesini izlediğini, takip ettiğini ve paylaştığını bilmek inanılmaz” dedi.
Seyran karakterini oynadığı diğer rollerle karşılaştıran Afra Saraçoğlu, “Tanıdık ve güvenilir bir ekiple çalışmanın verdiği rahatlık hissinin yanı sıra Seyran benimle birlikte büyüyen ve gelişen bir insandı. Onun tüm hedeflerini, hatalarını ve arzularını başka kimsenin sahip olmadığı benzersiz bir bakış açısıyla görüyorum. Bir karakterle ne kadar çok vakit geçirirsek onun dünyasını o kadar iyi anlarız” dedi.
“Seyran’ın hikayesi başından beri bir mücadeleydi” diyen Afra Saraçoğlu, “İki farklı şey için verdiği mücadeleyi tasvir etmek çok yoğun ve duygusal bir süreçti; kendi ayakları üzerinde durmak ve ailenin onu olduğu gibi kabul etmesini sağlamak. Hikayemizde duygusal olarak mücadele etsek de sette oldukça sakin ve huzurlu bir atmosfer var. Ama bu sezonun başındaki su altı sahnesinden bahsetmeliyim” ifadelerini kullandı.
Saraçoğlu, Yalı Çapkını 3. sezon başındaki su altı sahnesi için şöyle dedi:”Bu çok zordu. Uzun süredir dalış yapmamıştım. Bu sahne, kariyerimde hem zihinsel hem de fiziksel olarak sınırlarımı sonuna kadar zorladığım tek sahne olarak sonsuza kadar kalacak.”
Afra Saraçoğlu, güçlenmenin kendisi için ne ifade ettiğini de şu sözlerle açıkladı:“Her şeyden önce kendini tanımak demek. Kendi sınırlarınızı zorlamak ve sevdiklerinize destek olmak. Bazen de etrafımdaki insanlar için güvenli ve güvenilir bir yer yaratmak anlamına gelebilir. Hayat tek başınıza mücadele edemeyeceğiniz kadar kaotik ve büyük. Kendimize inandığımız kadar bize inanacak gerçek dostlara da ihtiyacımız var. Aksi takdirde, dünya yaşamak için çok gri ve yalnız bir yer olur.”